Bak şimdi… Versailles deyince aklına hemen krallar, saraylar, şatafat falan geliyor değil mi? E haklısın. Ama ben sana şimdi öyle bir slot oyunundan bahsedeceğim ki, kraliyet sarayına taş çıkarır. Versailles Gold! Slotter’da karşıma çıktı bu güzellik, bir döndürdüm… anaa dedim, ben ne zamandır bu altın ihtişamdan uzak kalmışım?
Bazı slotlar var, içinde kaybolursun. Grafikler, efektler, karmaşık özellikler… Ama Versailles Gold tam ayarında. Ne çok basit ne de kafa karıştıran cinsten. Simge mi? Anubis, kartuş, kraliçe falan… Ama asıl olay o genişleyen sembollerde! Bir açılıyorlar ki ekran ışıl ışıl.
Bak bir de şu var: 10 satır ama öyle ayarlarız ki sanki 100 satır gibi hissettiriyor. Hem göz doyuyor, hem cepler. 3 scatter’ı denk getirdin mi, bedava dönüşler mis gibi! İçinden geçen “bir daha dönsün” hissi var ya, onu her çevirmede yaşıyorsun.
Versailles Gold’un bir de Slotter’daki hali var ki… hani diyorsun, “Bu site bu oyunu nasıl bu kadar kusursuz sunar?” Arayüz akıyor, kasma yok, gereksiz reklam yok. Hemen gir, dönmeye başla. Hele o saray temalı müzikler eşliğinde oynamak yok mu… resmen bir prens/prenses gibi hissediyorsun kendini.
Slotter boşuna slot dünyasının kalbi sayılmıyor. Versailles Gold da o kalbin en nadide köşelerinden biri. Deneyen bilir, ama bir de kazanan olursan… işte o zaman anlarsın bu övgülerin sebebini.
Bu oyunun sürprizi çok. Bazen bir döndürüyorsun, bir bakmışsın ekran ful olmuş sembolle. Hem de ne sembol! Altın taçlar, kartuşlar dizilmiş… öyle bir gülümseme geliyor ki yüzüne, istemsiz “Oh be!” diyorsun. Az buz değil bu, ciddi kazançlar çıkabiliyor içinden.
Versailles Gold, sana sadece eğlence değil, umut da veriyor. “Biraz daha dönsem belki…” hissi. İşte o tat, o heyecan seni ekran başına kitleyen şey zaten.
Hayatın keşmekeşi içinde şöyle bir mola verip, kraliyet havası almak istiyorsan adres belli: Slotter ve Versailles Gold.
Belki de hepimizin içinde biraz saraylı ruhu vardır. Sadece doğru oyunda ortaya çıkmayı bekliyordur.
Dostum, bu aralar şansım mı döndü ne... Ne yapsam tutuyor. Dedim ki, biraz da eğlenceye…
Bir gün dedim ki kendi kendime: "Yeter ya, bu dünya artık beni kesmiyor." Kafam bozuk,…
Dostum, günlerden bir gün kafam allak bullak. Hayat dedikleri o tren kaçmış da ben istasyonda…
Ulan bazen diyorsun ki, şu hayatın gizemini çözemedik ama Royal Secrets ile saray sırlarına biraz…
Ulan bazen diyorsun ki, şu hayatın gizemini çözemedik ama Royal Secrets ile saray sırlarına biraz…
Bak şimdi… Oturdum bilgisayarın başına, dedim ki: "Bugün neyle içimizi ısıtalım?" Hani soğuklar bastı ya,…